Socialize

FacebookTwitter

Gılgameş Efsanelerine, Hammurabi yasalarına bir kurşun atımı uzaklıkta bir toprak parçası Diyarbakır’dan izlenimler…

Bir kent nasıl, hangi ölçütle gerçeğe yakın betimlenebilir.

Ne tür imgelemler öne geçer ve o kent o imge ile çağları aşar.

Çağları bırakalım da günümüzün imgelem gücüne bakalım bir.

Çocuklar, kadınlar, gençler, evler, araçlar, caddeler, anıtlar, tarih, coğrafya, ekeonomi ve başka konular ve olgularla betimlenebilir.

Örneğin getirisi olarak bir kentte turizm öne geçer Mardin gibi.

Bir kentte yüzlerce  yıl önceki savaşlar, bir kentte köprüler öne geçer betimleme imgesi olarak.

Diyarbakır,

bakır ülkesi,

bakır bölgesi anlamında bir çevrimle

sözcük çözümü verse bile bu yetmez.

Bakır demir ve tunç çağları ile bir kente yaklaşmak,

biraz da tarih felsefesi ister ve

nüfus hareketleri analitik bakışı ister.

Bu bölge Kuzey Mezopotamya.

Gılgameş Efsanelerine, Hammurabi yasalarına bir kurşun atımı uzaklıkta bir toprak parçası.

Mısır Firavunlarından kaçan Musa’nın takipçilerinin ilk sığındıkları yerlerinden birisi.

Daha sonra İsa ve ona bağlı inancaların ilk yayıldığı bölge yi

ne burası.

Böyle ilkleriyle varoluşan bir kent başka nerede ortaya çıkabilir…

Birbirine bakarak yarışan kentler bu coğrafyadadır.

Mardın, Van, Bitlis, Diyarbakır en yakın alanlarda, sınırlarıyla geçerler birbirlerine. Kardeş gibidir hepsi.

Böyle yakınlık bile, kardeşler gibi onları yarıştan rekabetten alakoymaz hiç bir şey tarih boyunca.

Klanlara bağlı kent beylikleri, yazılı tarihle saptanmamış ilk feodal evrelerdeki beyliklere kişilik ve kimliklerini vermiş kentlerdir bunlar.

Yüz yıl süren Haçlı Seferleri’nin bu kentlere verdiği artı ve eksiler nesnel ortamda saptanmamıştır.

Fakat şurası kesin bir doğruluk içerir ki bu kentler kültürel tarih felsefesi bağlamında, nasıl ki Musa’nın ilk takipçilerine sığınak olduysa, nasıl ki Roma’dan kaçan ilk Hırıstiyanların kentleri kimlikleriyle varolduysalar, daha sonra ilk İslam kentleri de oldular.

İster kılıç zoruyla, ister direnmenin boşunalığını görerek, ister gönül bağlanmasıyla, kökten nüfus hareketleri de içeren böyle bir evrilme de yaşamış bu kentler. Son yüz yıl bu kentlerde nelerin olup bitiği tam yazılmış değil.

Fakat yeni bir evre de başlamıştır. Abdurrahim Bey, kaldığım otelde resepsiyon çalışanı, burası aslında eski bir Ermeni kentidir diyor.

Sevgi, içtenlik…

Tekin SonMez, 25 Mayıs 2012, Diyarbakır.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *