Socialize

FacebookTwitter
Home » Archives by category » GÜNCEL (Page 6)

>Ankara yüzlerce roman konusu olur ve Seyhan Palas efsanesi ve Sayın Yavuz Bilgin bir tarih olan babası öğretmen Ahmet Bilgin’i anlatıyor, söyleşi…

>Renkli bir hayat yaşamış, 1906 doğumlu ‘Ahmet Bilgin’ öyküsünün bir bölümünü dün okuduk. Benzer uğraklar içinde bu anlatı bugün de sürüyor. Geçen yüzyılın başları olsa da Ankara öyküsü 1920’lerde başlar.…

>Ankara , Bilgin ailesi, 1950’ler ve Seyhan Palas söylencesi. Bu haberde kent Ankara.Hititler yükseliş dönemini şatafatla yaşayan arkaik köklü bir kent

>Bir öykü var bugün yine. Renkli bir hayat yaşamış, 1906 doğumlu ‘Ahmet Bilgin’ öyküsü. Geçen yüzyılın başları. Bu öykü 1950’lerde Anadolu’dan yola çıkıp, gelip Başkent’i kapsar. Olay şimdi başka bir…

>Madalya koleksiyonu, kılıç, silah ve tören merakı. Nedim Bey ve bir efsane ki Edip Özkale ailesi efsanesinde özünü bulur.

>Efsanelerle yaşayan insanlar vardır. Ya da efsaneleri yaratanlar… Homeros ve ailesi ikinci kümede yer alır. Efsane peşinde koşan kimilerinin de bu koşudan haberleri olmaz. Kılıçlar, madalyalar, silahlarla ve onlara bağlı…

>Her kitap kendi yolunda gider ve Şeref Özsoy ile söyleşi; Yirmi beşinci yazı

>Yan yana gelen harfler ve simgelerle yola çıkar her kitap. Her kitap kendi yolunda gitse de evet, bir süre konusu ile kendi yolunda gitse de sonunda ortak payda işler. ‘Lüzumsuz’…

>Baba ile oğul, anne ile evlat, kardeş kardeş olduğu halde, kitap gelince yol ayrılır. Örnek mi işte, Serkan Özburun ile söyleşi; Yirmi dördüncü yazı

>Yol konusunda çok yazıldı. Bir de ‘o yolun yolcusu,’ denir Türkçede. Evet, kitap da o yolun yolcusu olur! İki yalın anlamda böyle; a)Her kitap, kendi yolunun yalnız yolcusudur, b)Her kitap,…

>İnsan hem hukuk okuyacak hem de iktisat ve yine de kitaptan kopamaz…örnek mi!Mustafa Baldan ile söyleşi ; Yirmi üçüncü yazı

>Kitabın alıp götürdüğü bir dünya. Nereye? Yolculuk nereye? Kitaba dokununca yolculuk başlar. Ya da yolculuk olmaz da siz öyle sanın! Git! Git! Gittiniz! Gittiniz! Duracak yer var mı? Yine o…

>Kitapların arasında doğup büyümüş gibi bana izlenim veren o sese doğru yürüdüm. kitaplarla yaşayan Abdullah Bacacı ile söyleşi; Yirmi ikinci yazı

>Çukurcuma denilen aşağı inişli yol. Taksim, Beyoğlu tarafı. Biraz ileride Taksim İlkyardım.. hemen sağa dönen bir sokak. Dümdüz gidince Parmakkapı’ya çıkarır sizi. Oradan geçerken hep gördüğüm kitaplar yine orada. Bir…

>Boyu kadar kitap okumuş bir adam nasıl olur, 1998 Beyoğlu doğumlu İlhan Talu ile söyleşi; Yirmi birinci yazı

>Sıcak Ağustos günleri, ilk haftalar.. Orada, Beyoğlu Parmakkapı aralığı sıkıştık. Karşıdan gelenler.. sağa kaçtık ve kitaplarla karşılaştık. Sokak hemen orası. Sergi kitap.. çekiyor insanı, baktım. O sırada kalın kaşlı, yaşından…

>Yıllarca beklenen kitap var ilk. Bu kitap Leyla’dır. Bu kitabı bekleyenler de Mecnun! Sayın İşli ve Sayın Akbaş ile söyleşi; Yirminci Yazı

>İnsan’dan kitaba, kitaptan insana geçmek. Sahaflık işte.Onlar bir anlamda birbirlerini arayan Leyla ile Mecnun’u bir araya getirir. Şöyle olur sahaflık. Kişinin bellek indeksi öne gelir, insandan kitaba geçilir. Bir de…

>Herkes neden sahaf olamaz! ‘Kitapla ilk zehirlenmeyi altı yedi yaş dolaylarında yaşadığını’ söyleyen Sayın Püzant Akbaş ile söyleşi; On dokuzuncu yazı

>Her yazmayı bilen, her okumayı bilen arasında yeti farkı olur. Belki de bundan herkes sahaf olamaz. Belki de bundan her kitap herkes için değildir. Yazmanın sınırları ile okumanın sınırları da…