Socialize

FacebookTwitter
Home » Archives by category » GÜNCEL (Page 4)

>Babil gibi, Kars Platosu’nda Bal kulesi, kristal buzdan Bardız Kalesi… Haberler sürüyor… Sekizinci yazı

>23 Haziran 2011, Bardız. Bugün dördüncü yazı. Bir önceki yazıda bal konusuna giren bu satırların yazarı, hani kahin, bilici değilim, dedi. Fakat anlaşılan buralarda arıcılık ve bal için yeni bir…

>Çarlık Rusya döneminde nam salan Bal’ın hası ile Patates’in kumlusu Bardız’a küsmüş… Yedinci yazı

>23 Haziran 2011, Bardız. Bugün üçüncü yazı. Bir önceki yazıda bal konusuna girdim. Sosyal tarih ve üretim tarihi dedim… Pazar ekonomisi tarihi açısından bir ürünü, balı keşif masasına aldım. Salt…

>Rus yazarı ve ozanı Puşkin, bu topraklardan Erzurum’a doğru at sırtında giderken yazıyor. Bardız’da hızlı bir yayın ritmi yakaladık; Altıncı yazı…

>Bugün 23 Haziran 2011, ikinci yazı. Buzdan kalesi olan bir dünya kenti Bardız’dan haberler sürüyor, diye söze başladık bugün. Hızlı bir yayın ritmi yakaladık. Buzdan Kale, sözüne takılan olabilir. Bir…

>Hayal şatoları, taştan ve kayadan kuleler, buzdan bir dünya kenti Bardız tarihi diye yola çıkıyoruz. Dördüncü yazı…

>Değerli İzleyici, Burası Bardız. Daha önce “Tarih nasıl yazılır,” dedik. Ardısıra “Bardız tarihi nasıl yazılır,” diye büyük bir soru işareti koyduk. Hayal şatoları, taştan ve kayadan kuleler, buzdan bir dünya…

>Nedret Bey diyor ki; Nakilcilik, bizim tarihimizde bir gelenek ve esas işte halk hikayelerinin, aşık edebiyatının kaynakları bu.Turkuaz takım sahada.

>Önümüzde kapalı bir tarih alanı var. Yollar trafiğe kapatılmış izlenimi veriyor Roma dönemi bu yana her yer toz, duman içinde. Öte yandan aşık edebiyatı. Gelenek burada. Köy kahvelerindeki aşıklar ya…

>Turkuaz renkli takım, sahaya tam pres hakim.. Top koşturuyor, Sayın Nedret İşli konuşuyor…

>Biraz da futbol heyecanı sardı. bazı yazarlar ayaktopu der. Ben futbol diye yazdım. Sahaf kitap blog, bir anlamda sonuna doğru koşuyor. Bu nasıl oldu? Yakında bir sürpriz ile karşınızda olacak…

>Reşat Ekrem’in Cumhuriyet Gazetesi ilavesi olarak çıkarttığı büyük boyda İstanbul ekleriyle başlayan bir okuma merakı.. Nedret Bey tarihi…

>Her yazmayı bilen, okumayı bilen insan arasında yeti farkı olur. Belki de bundan herkes sahaf olamaz. Belki de bundan her kitap herkes için değildir. Yazmanın sınırları ile okumanın sırları da…

>Nedret Bey tarihine doğru gidiyoruz. Yetmişli yıllar.. Bu tür anlatılar bir tür tarih zincirine bağlanarak akıp gidiyor. 35.yazı…

>Her insan yer ve içer; bu yaşamsal bir zorunluluk, böyle diye her insan okuma yazma eğilimi ile doğacak diye bir ölçüt var mı? Bakın kimileri okuma, kimileri yazma olmadan yaşayamaz…

>Rönesans İstanbul’da olacaktı…Turkuaz renkli takım, topa hakim, Püzant Bey ve Nedret Bey sahada…34. yazı

>Şimdi farkına varmadan bir sahaflık tarihi, belki de ayırt etmeden bir İstanbul sahaflık tarihi üzerinde koşuyoruz, duruyoruz, söyleşiyoruz, dedim. İstanbul üzerinde ben defineci gibi görüyorum kendimi, dedim. Bakın nereden nereye!…

>Enderun ile başlayan sahaflık öyküsü, Sayın Nedret İşli ve Sayın Püzant Akbaş ile söyleşi; Otuz üçüncü yazı…

>Sahaflık mesleğinin özel bir alan olduğu iyice ortaya çıktı. Gün geçmiyor ki yeni şeyler öğrenmeyelim bu konuda. Kapalı bir alan neredeyse. Bir anlamda bu kapalı alanın kapakları üzerinde birikmiş tozları…