Socialize

FacebookTwitter

>Soğanlı’dan canlı haberler, satranç tahtasında buzdan kristal kale yana çekildi işte atlar, cirit var, davul ve zurna da var meraklısına; Onuncu yazı

>İlk canlı haber yazıda ne vardı ise o vardı, fakat yazı biraz uzadı.

Çünkü anlatılması istenen bir efsane vardı. Farklı kulvarlardan gelen bu öykü anlatılmalıydı.

Ne yapabiliriz? Efsane olan uzun yolları, kısa yoldan nasıl açabiliriz meraklısına?

İlk yazıdaki sırlar ve efsane olan yol ve o kararlı cesur insanlar biraz bekleyecek.

Fakat canlı haberler dolu dizgin sürüyor Bardız’dan.

Üzengisi, kuskunu gümüş koşumlu atlar kapıya dayandı… Değil mi konu salt yol da değil.

Babil gibi Kars Platosu’nda kristal buzdan Bardız Kalesi beklesin. O bir yere gitmeyecek!

Fakat unutmak yok! Bugün ikinci haber yazı. Bardız, Bardız diye yola çıktık.

Bardız Efsaneleri diye satranç tahtasında kaleyi yana çektik.

Atları öne sürerken, birkaç ayrı kulvarda aynı anda koşacağız şimdi.

Bardız adlı bu köy, bir olaya, bir ilk’e daha imza atıyor.

Nedir? Bardız’dan canlı yayın yapıyor yazarımız.

Haberler Bardız Blog ile dünyaya yayılıyor.

Açın da bakın! Uzayda cirit atmaya bile başladı Bardız.

Facebook işte orada, Bardız Bardız diye haber iletiyor uzaya…

Şimdi Bardız’ı biraz arkaik yaşayalım. Bir ucundan tutalım tarihin.

İşte satranç tahtası, işte atlar. Cirit de var, davul ve zurna da var meraklısına.

Tarihte Bardız diye adlandırılan bugünkü bu köy geçmiş yıllarda bir Bucak olarak yaşadı.

Onun daha arkaik olanı da var. Beklesin bakalım.

Roma İmparatorluğu bu coğrafyadan Doğu’ya yöneldi ve buralardan İpek Yolu da geçti.

Ünlü, şanlı bir toprak parçasıdır burası. Kars Platosu ile, Pasinler Ovası arasında soluk alıp verir.

Yağmur ve kar suları Coruh Kanyonları ile Karadeniz’e ulaşır bu topraklardan.

Güney/doğu yönü dosdoğru Sarıkamış’a açılırdı.

Sarıkamış ilçe sınırları içinde Cumhuriyet Tarihi’ne gözlerini açan bu belde; kırklı, ellili yıllarda parlak dönemini yaşıyordu.

Delikanlılar cirit oynardı davul ve zurna döverdi yaylayı, dağı, ovayı…

Sonra ne oldu? Olanlar oldu, hamur tekneleri kurudu ve yayıklar durdu.

Cirit atan delikanlılar için yollar gurbet oldu. Ellili yıllarda tuhaf bir şey oldu!

Bardız Bucağı köyleriyle Sarıkamış’tan, bir anlamda Kars’tan koparıldı ve Erzurum’a alındı.

İl, yakın iken ırak oldu. Büyük koşuda geriye düştü, bir anlamda küme düştü Bardız.

İlk sosyal refleks, nüfus hareketlerinin dışa dönük hızı, tarih sahnesine çıktı.

Balı ile ün salan bu ocak, kısacası dışa doğru göçle boşaldı, şöyle ki boş bir arı kovanı gibi oldu güngörmüş toprak.

Bir köy düzeyine indi, indirildi. Tarihin unutkan labirentine atıldı, dersem konu biraz anlaşılır belki.

Şöyle ki ilk elde, elli yıl geriye düştü. Nasıl? Şaşırdınız mı?

Adı da değişti ve bucak iken Gaziler Köyü oldu. Fakat çok daha tuhaf, başka bir şey daha oldu.

Bugün sunduğum ilk haber yazıda görülen insanlar yollara düştüler. Gece mi, gündüz mü demediler.

İnce uzun bir yoldur bu! Bardız adını, bu yol üzerinden geçerek dünyaya tanıttılar.

Pek çok ortak noktalarda, ortak paydalar oluşturan bir koşu başladı.

İlk yazıdaki görselliklerle sunulan kucaklaşmalar bunun belgesidir.

Bu kucaklaşmalar ardılı, davullar vurdu. Atın alı, demirkırı, dorusu efsanelerden çıkıp geldi.

Cirit vınlamaları yol yol oldu ve Soğanlı Yaylası’nı doldurdu.

Yol deyip de geçmeyeceksin!

Dört gün dört gece süren yol arkadaşlıkları.. işte oradan geliyor…

Saganlu Yaylası’nda, Çakır Baba’ya doğru kırmızı bir karanfil gibi uzanıyor işte…

Her şey orada… uzun yol da orada…

Bunun haber değeri var ve bu blog bu haberler için var…

Öteki bir açıdan bu satırların yazarı da Bardız’da bir ilk’e imza attı.

“Burada sırlı yollar ve dirençli insanlar da var,” diyerek Bardız’dan dünyaya canlı yayın başlattı.

Arkası da gelecek… Nasıl mı oldu?

Yetmiş beş yılda bir kez yapabileceği bir şeyi başardı yazarımız.

Şöyle ki bunun için yetmiş beş yıl bekledi ve doğum gününü Puşkin’in geçtiği “Saganlu Dağları”nda yaşadı.

Nasıl? Nasıl?

Şöyle ki örtüşen, çakışan kulvarlar var bu öyküde.

Puşkin’in yüz seksen yıl önce “Saganlu” diyerek not düştüğü yollardan geçerek…

Dört gün, dört gece yürüyenler, hangi tarih boyutunu aşarak Soğanlı’ya ulaştılar?

Bakın işte bunlar da var bu keşif masasında… Az şey mi?

Sevgi içtenlik…

Tekin SonMez, 12 Temmuz 2011, ikinci yazı; Bardız, Şenkaya, Erzurum

Yazı ve fotoğraflar: Tekin SonMez

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *